Kaliteli İlişki İçin İletişiminizi Gözden Geçirin

İletişim; karşılıklı etkileme ve etkilenme sürecidir. İnsanlar birbirlerini iyi ya da kötü yönde etkileme gücündedir. Etkileme olumlu yönde ise yakınlığı yaratır. Eğer kötü etkilenme, etkileme yaşanıyorsa, ilişkilerde uzaklığa sebep olur.

İlişkilerde Şefkati, Yakınlığı Engelleyen İletişim Biçimleri

Romantik/ duygusal ilişkilerde, iletişim ve etkileşim iyi, besleyici ise, aşk, sevgi, bağlılık, yakınlık, sadakat, adanmışlık devam eder. Aksi durumda, başlangıçtaki aşk ve sevgi körelir. Düşmanlık, nefret duyguları ile kopma çabası ortaya çıkar.

Etkileşiminizin nasıl olduğunu gözden geçirebilmeniz amacıyla aşağıdaki soruları kendinize ve eşinize sormanızı ve üzerinde düşünmenizi öneririz.

Konuşurken karşınızdaki kişiyi dinliyor musunuz?

Birçok insan karşısındaki konuşurken, içinden başka düşünceler geçirir. Kendisine neyin söylendiğinin farkına bile varmayabilir. En iyi olasılıkla, yanlış anlamalara neden olur. Çoğu kez kere de; anlaşılmamışlık düşünceleri yaratır.

Dinlerken, içinizden veya dışardan belli olacak şekilde yargılama yapıyor musunuz?

Yargılama kişinin davranışlarına, ailesine, mesleğine, tutumlarına yönelik olabilir. “sebepsiz yere bağırıyorsun, hep yanlış yapıyorsun, saldırgansın, bencilce davranıyorsun, kendini düşünüp beni hiç düşünmüyorsun, vs.”

 İlişkilerde; Teşhis, tespit çabasına giriyor musunuz?

Cevabınız evet ise; sıklığını gözden geçirin.

Yaşanan soruna, duruma yönelik tespit, teşhis, ad koyma gibi tutumlar ilişkinin dengesini bozar. Sıklıkla yapılan bu tür hatalar, ilişkide olumsuz bir hiyerarşi ve içten içe öfke, değersizlik, yetersizlik ve yargılanma gibi düşüncelere sebep olur. “çokbilmişlik” denen durum ortaya çıkar.

Konuşma esnasında karşınızdakine saygı ve empati ile yaklaşabiliyor musunuz?

Saygı ve empati ile yaklaşıldığında insanların, kendilerini savunma gereksinmesi ortadan kalkar. Anlayış ve şefkatin ortaya çıkmasına yardım eder. Ortak noktalara daha kolay varılabilir.

“Gereklilik ve zorunluluk” sizi harekete geçiren kavramlar mıdır?

Eğer yanıtınız “evet” ise bu dil, iletişim dili değildir. Kusur bulma, eleştirme dilidir. Duyguları ve ihtiyaçları dışlayan bu gereklilik kipleri, uzaklaşma ve yetersizlik gibi durumlara sebep olabilir.

Karşınızdaki kişiye kendinizi vererek dinleyebiliyor musunuz?

Dinlemek aktif bir durumdur. içsel ihtiyaçlarımızın v e o anki durumumuzun farkında olmayı ve baskılamayı gerektirir. Kendimizi veremiyorsak, farkına varmalı ve iletişimi daha sonraki bir zaman bırakmalıyız.

Konuşurken, ortamda ya da karşınızdaki kişide ve kendinizde neler olup bittiğini gözlemliyor musunuz?

İnsanlar sıklıkla etrafta olan bitenleri gözlemlemez. Kendi anlatmak istediğine o kadar yoğunlaşır ki, objektif olarak ortamda olup bitenlere kör kalabilir.

Konuşma esnasında karşı tarafa gözlemlerinizi mi? Yorumlarınızı mı iletiyorsunuz?

Gözlem, çıplak gözle görülendir. Eşiniz mutfakta bardak kırdı, diyelim. “o sakardır, dikkatsizdir, kırar, döker”, vb. “işlerini son ana bırakır, özen göstermez, çirkin, sorumsuzdur…” bunlar; yorumdur.

Duymaktan hoşlanmadığınız, istemediğiniz şeyleri duyunca, karşılaşınca ne yapıyorsunuz?

Hemen tepki, itiraz, karşı çıkma, küsme, görmezden gelme, yok sayma gibi davranışlara giriyorsanız sağlıklı bir iletişim ve etkileşimden yoksunsunuz demektir.

İletişim kurar ya da konuşma başlatırken kendi ihtiyacınızın ne olduğunun farkında oluyor musunuz? İhtiyacınızı nasıl dile getiriyorsunuz?

İletişim, etkileşim sürecine girmeden önce kişinin kendi ihtiyaçlarının farkında olması çok önemlidir. Kendimizle olan bağlantımız, ihtiyacımızın ne olduğunu anlamamıza yardım eder. Neye ihtiyacımız olduğunun farkında olursak, bunu karşı tarafa net ifade edebiliriz. Kendimizin neye ihtiyacı olduğuna yoğunlaşmayıp, karşı taraftan anlamasını beklediğimizde beklentilerimiz anlaşılamayabilir. Karşılanmayabilir.

Karşınızdaki kişinin ihtiyacının ne olabileceğine dikkat ediyor musunuz?

Karşımızdaki kişinin ihtiyacının ne olabileceğine dair içsel olarak fikir yürütmek, anlamaya çalışmak ilişkide yakınlığa yardım eder. Diğer kişinin ihtiyacını anlamayı ve gidermeyi kolaylaştırır.

Sözleriniz saldırı ya da savunma çabası yaratıyor mu? Gözlemleyin.

Kullandığınız kelimelere dikkat edin. Rica eden bir kelime ile talep eden bir kelime farklı etkiler yaratacaktır. Mecburiyet ve abartı içeren kelimeleri sıklıkla kullanıyorsanız, bunlar aranızdaki yakınlığı, sevecenliği engeller.

Başkalarının ne düşündüğü ne kadar önemli?

Başkalarının düşüncelerine önem vermek, insanın kendine, ilişkisine yabancılaşmasına, duygusal olarak kendini ortaya koymasına engel olur.

Ne kadar, neyi hak ediyor? Gibi düşünceler ilişkinizde ne kadar etkin?

Bu tür düşünceler duygusal yakınlaşmayı engeller. Hesap kitap işine dönüşür. Sevecenlik, şefkat, sevgi gibi duygular yaşanamaz.

Karşılaştırma yapma, kıyaslama alışkanlığınız var mı?

Yargılamanın bir başka ve itici bir şeklidir. Anlaşılmamışlık düşüncelerini pekiştirir.

Yaşananlardaki sorumluluğunuzu üstlenebiliyor musunuz?

Ya da karşı tarafa mı sorumluluğu yüklüyorsunuz? Ya da mecburiyetler, görevlere mi vurgu yapıyorsunuz? Eğer cevabınız “evet” ise, bunlar sizi pasif, çaresiz, güçsüz durumuna getirir. İlişkinize yabancılaşma ve sahipsiz bırakmaya sebep olur. 

Bu sitede yer alan tüm yazılı ve görsel materyaller www.elikapsikoloji.com sitesine ve site sahibi Meryem Gül Eren aittir. copyright © 2015 - 2024 - Sayaç : 170449
Bu sitede yer alan yazılar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için kullanılamaz.